Dünya genelinde yaklaşık 783 milyon insan açlıkla mücadele ederken, üretilen gıdanın beşte biri israf ediliyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 2024 Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, tüketicilere sunulan gıdaların %19’u, yani yaklaşık 1,05 milyar tonu, perakende, gıda hizmetleri ve ev hanelerinde israf oluyor. Bu durum, hasattan satış noktasına kadar olan süreçte kaybolan gıda miktarına ek olarak, küresel bir sorunun boyutlarını gözler önüne seriyor.
Gıda Güvenliği ve İsrafın Ekonomik Etkileri
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, gıda israfının sadece ekonomiyi değil, aynı zamanda iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirliliği de olumsuz etkilediğini belirtiyor. Ev haneler, yılda çöpe atılan 1 milyar ton gıdanın %60’ından sorumlu tutulurken, ticari gıda sistemleri de atıkların %28’ini oluşturuyor. Kişi başına düşen yıllık ortalama 79 kilogramlık gıda israfı, dünya genelinde açlıktan etkilenen her birey için günlük 1,3 öğün yemeğe denk geliyor.
Gıda İsrafının Azaltılması İçin Stratejiler
Rapor, gıda israfının azaltılması ve kompost yönteminin güçlendirilmesi için şehirlerdeki çabalara odaklanılmasını öneriyor. Kırsal alanlarda daha az israfın olması, yiyecek artıklarının evcil hayvanlar için geri dönüştürülmesi ve evde kompost yapılması gibi uygulamalarla açıklanabilir. Ayrıca, rapor ortalama sıcaklıklar ile gıda israfı seviyeleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor; daha sıcak ülkelerde, gıdaların bozulma süresinin kısalığı ve soğutma çözümlerinin eksikliği nedeniyle daha fazla israf meydana geliyor.
Gıda israfı, küresel sera gazı emisyonlarının %10’unu oluşturuyor ve bu nedenle emisyonların azaltılması hayati önem taşıyor. Umut verici bir gelişme olarak, gıda israfını ve iklim üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik kamu-özel sektör ortaklıkları giderek artan sayıda hükümet tarafından benimseniyor. Japonya ve Birleşik Krallık gibi ülkeler, sırasıyla %18 ve %31’lik gıda israfı azaltımıyla doğru politikaların meyvelerini topluyorlar.
Bu rapor, gıda israfı ve açlıkla mücadelede atılacak adımların önemini vurguluyor ve tüm dünya ülkelerini bu konuda daha fazla sorumluluk almaya çağırıyor.