Karadeniz bölgesinde geçen kasım ayında etkili olan Bettina Fırtınası, iklim değişikliğinin sonucu olarak ortaya çıktı. Bu, uluslararası bir araştırma ekibinin yaptığı analizle ortaya kondu.
Araştırma ekibi, World Weather Attribution (WWA) adlı bir girişimin parçası olarak çalıştı. WWA, iklim değişikliği ve aşırı hava olayları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir akademik işbirliği. Ekip, Karadeniz çevresindeki yedi ülkeyi kapsayan bir bölgede, fırtına sırasında yağış ve rüzgar verilerini topladı. Bu verileri, sanayi öncesi dönemle ve küresel ısınmanın etkili olduğu günümüzle karşılaştırdı.
Analiz sonucunda, Bettina Fırtınası’nın, iklim değişikliği olmasaydı meydana gelme olasılığının yarı yarıya azalacağı bulundu. Ayrıca, iklim değişikliği, yağış miktarını ve şiddetini artırdı. Kar yağışı yerine yağmur yağışı daha fazla oldu.
Fırtına, Doğu Avrupa’da büyük hasara ve can kaybına neden oldu. 28 Kasım’da başlayan fırtına, Moldova, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna’ya kar, Kırım, Ukrayna’nın doğusu ve Türkiye’ye yağmur getirdi. Karadeniz’de saatte 120 kilometre hıza ulaşan rüzgarlar esti. Fırtına nedeniyle 23 kişi öldü, 2,5 milyon kişi elektriksiz kaldı, altyapı ve ulaşım zarar gördü.
Savaş, fırtınanın etkisini artırdı
Araştırmacılar, fırtınanın etkilerinin, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla daha da kötüleştiğini belirtti. Savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Ukraynalılar, fırtınadan daha çok etkilendi. Yaşlılar, çocuklar ve engelliler ise en savunmasız gruplar oldu. Savaş, enerji altyapısının da hasar görmesine yol açtı.
Araştırmayı yapanlardan Londra Imperial College Grantham Enstitüsü’nden Mariam Zachariah, Karadeniz’deki yağış ve kar fırtınalarının iklim değişikliğiyle daha sık olacağını söyledi. Aynı enstitüden Friederike Otto ise iklim değişikliği ve savaşın yıkıcı bir kombinasyon olduğunu vurguladı.
Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi Direktörü Julie Arrighi de iklim değişikliğinin savaş zamanında da devam ettiğini hatırlattı. Arrighi, “Savaş, şiddetli fırtınalar gibi afetlere karşı ülkelerin kapasitesini düşürüyor. Sistemler ve altyapı zarar görüyor. Çatışma bölgelerindeki insanlar daha savunmasız oluyor.” diye konuştu.