İzmir, Türkiye’nin batı kıyısında yer alan ve Ege Denizi’ne kıyısı olan büyük bir metropoldür. Ancak şehir, son yıllarda artan su tüketimi ve azalan yağış miktarları nedeniyle ciddi bir su kıtlığı ile karşı karşıya kalmıştır.
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu’nun açıklamalarına göre, İzmir’in önemli su kaynaklarından Tahtalı ve Gördes barajlarının doluluk oranları alarm verici seviyelere düşmüştür.
Kuraklıkla Mücadele
İZSU Genel Müdürü Köseoğlu, Tahtalı Barajı’nın doluluk oranının son 25 yılın en düşük üçüncü seviyesine ulaştığını belirtti. 2008 yılında yaşanan kuraklık döneminde su seviyesinin 75 milyon metreküpe kadar düştüğünü hatırlatan Köseoğlu, şu anki su seviyesinin 111 milyon metreküp olduğunu ve mevcut durumda barajda 8-9 aylık su ihtiyacını karşılayacak kadar su bulunduğunu ifade etti. Gördes Barajı’nın da benzer bir durumda olduğunu ve Manisa’daki bu barajın stratejik bir konumda bulunduğunu, içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşıladığını söyledi.
Su Kaynaklarının Yönetimi
İzmir’in su ihtiyacının büyük bir kısmı yer altı kaynaklarından sağlanmakta ve bu durum enerji maliyetlerini artırmaktadır. Köseoğlu, Menemen’den metropol ilçelere kadar suyun pompalarla taşınmasının maliyetli olduğunu belirtti. Devlet Su İşleri ile yapılan anlaşma çerçevesinde, geçmiş yıllarda alınamayan su miktarlarını telafi etmek için şu anda günlük 2 bin litre saniye su alındığını açıkladı. Ayrıca, Gördes Barajı’ndan su alımının devam etmesi halinde, tarımsal sulama için su verilmemesi konusunda Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü ile görüşmeler yapılacağını ifade etti.
İzmir’in su yönetimi, şehrin geleceği için hayati önem taşımaktadır. Mevcut su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve alternatif su kaynaklarına yönelik araştırmaların hızlandırılması gerekmektedir. İZSU’nun bu konudaki çalışmaları ve alınacak önlemler, İzmir’in su güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Şehrin su kaynaklarının korunması ve etkin yönetimi, hem mevcut nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak hem de gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak için elzemdir.
