Bal arıları, insan yapımı kovanlarda yaşamak zorunda kaldıkları için yüz yıldan fazla bir süredir gereksiz yere soğukta kalmış ve hatta ölmüş olabilirler.
Geleneksel kovan tasarımlarının, arıların doğal yaşam alanlarına kıyasla yetersiz yalıtım sağladığı ve bu durumun arıların kümelenme davranışını tetiklediği ortaya çıktı.
Yanlış Anlaşılan Davranışlar
Leed Üniversitesi’nden Derek Mitchell’in yürüttüğü bir çalışma, arıların kümelenme davranışının, düşük sıcaklıklara karşı bir savunma mekanizması değil, zor durumda olduklarının bir işareti olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, arıcıların kümelenmeyi teşvik etmesinin veya yetersiz kovan tasarımlarının kullanılmasının, arıların refahı açısından zararlı olabileceğini düşündürüyor.
Doğada, bal arıları (Apis mellifera) kışı ağaç boşluklarında geçirir ve bu boşluklar, onları geniş bir iklim yelpazesinde ideal sıcaklıkta tutar. Ancak insan yapımı kovanlar, genellikle çok daha ince duvarlara sahip olup, arıların doğal yaşam alanlarının sunduğu yalıtımı sağlayamıyor.
Kışı Atlatabilmek İçin Doğru Tasarım
Soğuk günlerde, ince duvarlı kovanlarda yaşayan arı kolonileri, petekler arasında yoğun bir şekilde kümelenir. Bu kümelenme, merkezde daha yüksek sıcaklıklar oluştururken, dış katmanlardaki arılar çok düşük ısı üretir ve sıcaklık 10 °C’nin altına düştüğünde hayatta kalamazlar. Bu durum, arıcılık kitapları ve akademik makalelerde uzun yıllardır yanlış bir şekilde “yalıtım” olarak tanımlanmıştır.
Bu yeni bulgular, arıcılık pratiğinde ve kovan tasarımında önemli değişiklikler yapılması gerektiğini gösteriyor. Arıların sağlığı ve verimliliği için, doğal yaşam alanlarını taklit eden ve onlara kış aylarında yeterli koruma sağlayacak kovanlar tasarlamak büyük önem taşıyor