Amerikalı ressam ve fotoğraf sanatçısı David Salle'nin Türkiye'deki ilk sergisi, Sevil Dolmacı Galeri'de sanatseverlerle buluşuyor.
"Refakatsiz Çocuklar" adını taşıyan sergi, sanatçının New York'taki stüdyosunda özel olarak İstanbul için ürettiği 21 yeni eseri içeriyor. 25 Temmuz'a kadar ziyaret edilebilecek olan sergi, Salle'nin "Hayat Ağacı" ve "Pencereler" serilerinden seçkin örnekleri bir araya getiriyor.
Geçmişle Geleceğin Buluşması: "Hayat Ağacı" Serisi
"Hayat Ağacı" serisi, Salle'nin 2020-21 yıllarındaki küresel salgın döneminde "Cennet Bahçesi" ve "Adem ile Havva" anlatısından esinlenerek ortaya çıkardığı eserlerden oluşuyor. Bu serideki resimlerde sanatçı, siyah-beyaz ve çok renkli paletler arasındaki kontrastı ustaca kullanıyor. Sergiyi kürate eden Sevil Dolmacı, Salle'nin çalışmalarında hayat ağacı temasını Adem ile Havva hikâyesi üzerinden ironik bir şekilde ele aldığını belirtiyor. Dolmacı, sergi düzenlemesini "Resimleri, sanki Adem ve Havva bir ağacın iki yanında dururken 1940'lardan bir Preston Sturges filmine, bir tuhaf komediye, rastlamışlar gibi sahnelemeyi seçtim" sözleriyle açıklıyor.
Modern Dünyanın Pencereleri: Yeni Bir Bakış Açısı
"Pencereler" serisi, Salle'nin sanatsal ifadesinde yeni bir aşamayı temsil ediyor. Bu eserler, "Hayat Ağacı" resimlerinin sadeleştirilmiş ve modern dünyaya uyarlanmış versiyonları olarak dikkat çekiyor. Dolmacı, bu seriyi "özlülük üzerine denemeler" olarak tanımlıyor ve şöyle devam ediyor: "İnsan komedisi, çalkantı ve stresin yanı sıra, 'Hayat Ağacı' resimlerinin tarihselciliği ve dini yönü, bir apartman binasının pencereleriyle temsil edilen çağdaş dünyamıza dahil edilmiş gibi."
Salle'nin İstanbul'u sergi mekânı olarak seçmesi, sanatçının eski ve yeni arasındaki mesafeyi daraltma arzusundan kaynaklanıyor. Sanatçı, tarihi zengin bir şehirde yepyeni bir şey gösterme fikrini heyecan verici buluyor. Dolmacı, Salle'nin bu sergiyi "bir sıkıştırma egzersizi" olarak gördüğünü aktarıyor.
"Refakatsiz Çocuklar" sergisi, Salle'nin pop art, sürrealizm ve soyut ekspresyonizmden etkilenen özgün sanat anlayışını yansıtıyor. Sanatçının farklı medyalar ve boyutlarla ürettiği eserler, izleyicilere pencerelerin içeri tarafındaki yalnızlıkları ve yaşamın zorluklarını gösteriyor. Sergi, Salle'nin son dönem üretimlerini Türk sanatseverlerle paylaşmak üzere özenle kurgulanmış, geleneksel küratöryel yaklaşımların ötesinde bir deneyim sunuyor.