Küresel piyasalar, merkez bankalarının faiz politikalarına odaklanmış durumda. Özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından yapılan açıklamalar, piyasaların yönünü belirleyen temel faktörler arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz hafta, Fed’in politika faizini yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutma kararı, enflasyonla mücadeledeki kararlılığını gösterdi. Ancak, Fed Başkanı Jerome Powell’ın “bekle ve gör” yaklaşımı ve diğer Fed yetkililerinin açıklamaları, faiz indirimleri konusunda piyasalarda belirsizlik yarattı.
Faiz İndirimleri ve Ekonomik Göstergeler
Fed yetkililerinin şahin tonları ve ekonomik veriler, pay piyasalarında satış baskısını artırdı. Özellikle, tarım dışı istihdamın mart ayında beklentileri aşarak 303 bin kişi artması ve işsizlik oranının yüzde 3,9’dan yüzde 3,8’e düşmesi, iş gücü piyasasının güçlü olduğunu gösterdi.
Bu durum, Fed’in faiz oranlarını düşürme konusunda acele etmemesi gerektiğine işaret ediyor. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman ve Dallas Fed Başkanı Lorie Logan gibi isimler, enflasyon hedefine ulaşılana kadar faiz indirimlerinin riskli olabileceğini vurguladı.
Bu gelişmeler ışığında, Fed’in haziran ayında faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 49’a düştü. Piyasalar, Fed’in gelecek adımlarını ve enflasyon verilerini yakından takip ederken, merkez bankasının politikalarının ekonomik istikrar üzerindeki etkisi tartışılmaya devam ediyor.