Türkiye, uzun dönemli iklim değişikliği stratejisini açıklamaya hazırlanıyor

Türkiye, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Fatma Varank, "2053 net sıfır hedefimizi gerçekleştirmeye yönelik uzun dönemli iklim değişikliği stratejimizi hazırlıyoruz ve bu sene COP29 öncesinde tamamlayarak Bakü’de bu yol haritamızı açıklamak istiyoruz" dedi.

Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Almanya'nın başkenti Berlin’de düzenlenen 15. Petersberg İklim Diyaloğu'na katıldı. Toplantıda, Türkiye'nin iklim hedefleri ve uluslararası işbirliğinin önemi vurgulandı. Varank, önümüzdeki Kasım ayında Azerbaycan'ın Bakü kentinde yapılacak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) dikkat çekti ve bu toplantının önemine işaret etti.

Türkiye'nin İklim Politikaları ve Hedefleri

Varank, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki proaktif tutumunu ve alınan önlemleri dile getirdi. Türkiye'nin 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 41 oranında azaltma hedefi bulunuyor. Ayrıca, 2035 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini önemli ölçüde artırma planları da bulunmakta. Bu kapsamda enerji, tarım, sanayi ve ulaştırma sektörlerini kapsayan geniş çaplı bir İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı geliştirildi.

Varank, 2017 yılında başlatılan ve BM tarafından küresel ölçekte tanınan 'Sıfır Atık' hareketinin, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmada kilit bir rol oynadığını belirtti. Bu hareket, döngüsel ekonomiye geçişi teşvik ederek doğal kaynaklardan tasarruf sağlamayı ve sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefliyor.

Varank, iklim değişikliği mücadelesinde gelişmekte olan ülkeler için adil bir muamele talebinin altını çizdi. Gelişmiş ülkelerden, teknoloji transferi ve finansal destek konularında daha fazla katkı sağlamaları bekleniyor. Ayrıca, iklim değişikliğine karşı en kırılgan ülkelerin kayıp ve zararlarını tanzim etmek için kurulan yeni bir fona Türkiye’nin de destek verdiği belirtildi.

Bu toplantılar ve açıklamalar, Türkiye’nin global iklim değişikliği mücadelesindeki yerini pekiştirirken, önümüzdeki uluslararası zirvelerde ülkenin takip edeceği politikalar açısından da önemli ipuçları veriyor.