2023 yılında, enerji sektörü kaynaklı metan emisyonları, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre rekor düzeylere yaklaştı.
Fosil yakıtların üretim ve kullanımından kaynaklanan bu emisyonlar, geçen yıl hafif bir artışla yaklaşık 120 milyon ton seviyesine ulaştı. Bu durum, enerji sektörünün metan emisyonları açısından kritik bir eşiğe geldiğini gösteriyor.
Enerji Sektöründeki Metan Sızıntıları
Dünya genelinde, enerji sektöründen kaynaklanan metan emisyonlarının büyük bir kısmı, yalnızca on ülke tarafından gerçekleştirilen faaliyetler sonucunda ortaya çıkıyor. Bu ülkeler arasında, petrol ve gaz operasyonlarından kaynaklanan emisyonlarla ABD öne çıkarken, Rusya ve kömür sektöründe yüksek emisyonlarıyla Çin dikkat çekiyor. IEA’nın uydulardan aldığı ölçümler ve diğer bilimsel verilerle desteklenen analizler, 2022’ye kıyasla 5 milyon tonun üzerinde fosil yakıt sızıntısının tespit edildiğini ortaya koyuyor.
Küresel Isınma ile Mücadelede Metanın Rolü
Küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılması hedefi doğrultusunda, fosil yakıtlardan kaynaklanan metan emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 75 oranında azaltılması gerekiyor. IEA, ülkeler ve şirketlerin açıkladığı metan emisyonu azaltma taahhütlerinin tam olarak uygulanması halinde, bu emisyonların yüzde 50 oranında azaltılabileceğini belirtiyor. Ancak, bu taahhütlerin çoğu henüz somut planlarla desteklenmiş değil.
Dubai’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP28), yaklaşık 200 ülke metan emisyonlarını önemli ölçüde düşürme konusunda mutabık kalmıştı. IEA Başkanı Fatih Birol, metan emisyonlarının azaltılmasının gezegenin tehlikeli bir düzeyde ısınmasını önlemek için zorunlu olduğunu vurgulayarak, politikalar ve mevcut teknolojilerin bu emisyonları önemli ölçüde azaltabileceğini ifade etti. Birol, IEA’nın enerji sektörünün bu tedbirleri uygulayarak hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmaya hazır olduğunu ve ülkelerin COP28’deki taahhütlerini yerine getirmelerini sağlamak için geniş kapsamlı çabaların sürdürüleceğini belirtti.
Metan emisyonları, Sanayi Devrimi’nden bu yana görülen küresel sıcaklık artışının neredeyse üçte birinden sorumlu tutuluyor. Enerji sektörü, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonlarının ikinci en büyük kaynağı olarak önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle, enerji sektöründeki metan emisyonlarının azaltılması, küresel ısınma ile mücadelede kritik bir öneme sahip.