Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) Araştırma Müdürü Franck Courchamp, istilacı türlerin ekosisteme ve ekonomiye verdiği ciddi zararlar üzerine yapılan araştırmalarda yapay zekanın büyük katkısı olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na (UNEP) bağlı Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetlerine İlişkin Hükümetlerarası Bilim ve Politika Platformu tarafından şubat ayında yayımlanan rapora göre, istilacı yabancı türler biyolojik çeşitlilik kaybından sorumlu faktörler arasında yer alıyor. Bu türler, genellikle insan aktiviteleri sonucu yabancı oldukları bir habitata karışarak, göç ettikleri bölgelerin ekosistemlerine ciddi zararlar verebiliyor.
Yabancı Türlerin Küresel Yayılımı
Rapora göre, bitki, hayvan, mantar ve mikroorganizma gibi farklı gruplara dahil olan türler, hemen her bölgede karşılaşılıyor ve her yıl ortalama 200 yeni yabancı tür tespit ediliyor. Bu yabancı türlerin 3 bin 500’ünden fazlası, katıldıkları habitatlara zarar vermeleri nedeniyle “yabancı istilacı türler” olarak kabul ediliyor.
Etkilenen Bölgeler ve Küresel Zararlar
İstilacı türlerin faaliyetlerinden en çok etkilenen bölgeler arasında yüzde 34 ile Amerika kıtası ilk sırada yer alıyor. Bu kıtayı yüzde 31 ile Avrupa ve Orta Asya, yüzde 25 ile Asya Pasifik, yüzde 7 ile Afrika ve toplam yüzde 8 ile diğer bölgeler takip ediyor.
Biyolojik İstila: Her Yerde Görülebilir
Türler arasında okyanuslar, dağlar ve çöller gibi engeller olabiliyor. Normalde bu türlerin bu bölgelere gitme imkanı yoktur. Başka bir bölgeye aktarılan türler, eski bölgelerinde bıraktıkları avcı türleri, yarıştıkları diğer canlıları ve onları etkileyen hastalıkları geride bırakırken, üzerlerindeki baskılar kalktıktan sonra yabancı türler giriş yaptıkları bölgeyi ele geçirebiliyor. Dünyanın her yerinde görülebilecek biyolojik istila, egzotik olarak tanımlanan ve başka kıtalardan gelen 35 bin civarındaki türü içeriyor.