Avrupa’nın İklim Kriziyle İmtihanı

Avrupa, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla karşı karşıya. Avrupa Çevre Ajansı’nın (AÇA) yayımladığı ilk Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi (EUCRA), kıtanın küresel ısınmanın etkilerine karşı yeterince hazırlıklı olmadığını ortaya koyuyor.

Avrupa, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla karşı karşıya. Avrupa Çevre Ajansı’nın (AÇA) yayımladığı ilk Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi (EUCRA), kıtanın küresel ısınmanın etkilerine karşı yeterince hazırlıklı olmadığını ortaya koyuyor. 

Enerji ve gıda güvenliği, ekosistemler, altyapı, su kaynakları, finans ve insan sağlığı gibi hayati konular, artan iklim riskleri tarafından tehdit altında.

Acil Eylem Çağrısı

Rapor, Avrupa’nın mevcut politika ve uyum çalışmalarının artan risklere karşı yetersiz kaldığını belirtiyor. Acil ve kararlı eylemler alınmazsa, felaket senaryolarıyla karşılaşılacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Özellikle Güney Avrupa, orman yangınları, aşırı sıcaklar ve su kıtlığı gibi etkenlerle daha büyük risk altında. Deniz seviyelerindeki yükselme ve fırtına düzenindeki değişimler ise kıyı bölgelerini tehdit ediyor.

Avrupa için belirlenen 36 iklim riski, “ekosistem”, “gıda”, “sağlık”, “altyapı” ve “ekonomi ve finans” başlıkları altında inceleniyor. Gıda sektörü, özellikle Güney Avrupa’da sıcaklık ve kuraklık nedeniyle büyük risk altında. Uzun süreli kuraklıklar, bitkisel üretimi ve gıda güvenliğini tehdit ediyor. Bu duruma çözüm olarak, hayvansal protein kaynaklarından sürdürülebilir bitki bazlı protein kaynaklarına geçiş öneriliyor.

2023 yılı, kayıtlara en sıcak yıl olarak geçti ve dünya genelindeki aşırı hava olayları devam ediyor. Sıcaklık, insan sağlığını tehdit eden en acil iklim riski olarak kabul ediliyor. Açık havada çalışanlar, yaşlılar ve soğutmaya erişimi olmayan bölgelerde yaşayanlar, özellikle risk altında. Enerji, su ve ulaşım gibi kritik servisler, aşırı hava olaylarından olumsuz etkileniyor.

Avrupa’nın iklim değişikliğiyle mücadelesinde, acil eylem planlarına ihtiyaç duyuluyor. İklim değişikliğine uyum sağlamak, iklime duyarlı sektörler oluşturmak ve politika önceliklerini belirlemek için IPCC, C3S ve Avrupa Birliği Ortak Araştırma Merkezi’nin raporlarından yararlanılıyor. Ancak, mevcut risklerin kritik seviyeye ulaştığı ve acil eylemlerin gerekliliği vurgulanıyor. Avrupa’nın iklim kriziyle mücadelesi, sadece politik bir mesele değil, aynı zamanda her bireyin geleceği için de önem taşıyor.