Smyrna: İzmir’in Tarih Kokan Antik Kenti

İzmir’in Bayraklı ilçesinde yer alan Smyrna, antik dönemde küçük bir yarımada üzerinde konumlanmış önemli bir yerleşim yeriydi.

İzmir’in Bayraklı ilçesinde yer alan Smyrna, antik dönemde küçük bir yarımada üzerinde konumlanmış önemli bir yerleşim yeriydi. Günümüzde Bayraklı Höyüğü olarak bilinen bu alan, yaklaşık 100 dönümlük bir araziye yayılmıştır. Batı ve güneyi denizle çevrili, kuzeyinde dağlar ve doğusunda geniş bir ova bulunan Smyrna, konumu itibarıyla hem savunma açısından avantajlı hem de ticaret için stratejik bir noktaydı.

Smyrna’da ilk bilimsel kazılar, 1948-1951 yılları arasında Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal ve Prof. Dr. John M. Cook öncülüğünde, Türk ve İngiliz bilim insanlarından oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Araştırmalar, kentin M.Ö. 11. yüzyılda bir Aiol şehri olarak kurulduğunu ve özellikle M.Ö. 700-550 yılları arasında büyük bir mimari gelişim gösterdiğini ortaya koydu. Smyrna, surlarla çevrili yapısı, çok odalı evleri, kutsal alanları ve kamu hizmeti sunan çeşmeleriyle Batı Anadolu’nun en önemli Arkaik Dönem kentlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Lidyalıların etkisi de kentin tarihinde önemli bir yere sahiptir. M.Ö. 680’de tahta çıkan Gyges ve ardından Alyattes döneminde gerçekleşen Lidya saldırıları, Smyrna için büyük tehdit oluşturmasına rağmen, kent bu süreçte kültürel ve mimari açıdan en parlak dönemlerinden birini yaşadı. Ancak, modern yapılaşmanın etkisiyle kentin batı ve deniz kıyısındaki bazı kalıntıların gün yüzüne çıkarılması şu an için mümkün görünmüyor.

Anadolu’nun En Eski Hellen Tapınağı Smyrna’da

Smyrna’daki kazılar, arkeoloji dünyasında büyük yankı uyandıran önemli keşiflere de sahne oldu. Bunların başında, M.Ö. 1050 civarında gerçekleşen Hellen göçünün izlerinin burada tespit edilmesi ve Anadolu’daki en eski Hellen tapınağının Smyrna’da bulunması geliyor.

Ekrem Akurgal, 1966 yılında kazılara yeniden başladı ve 1992 yılına kadar süren çalışmalarında Geometrik, Arkaik ve Klasik dönemlere ait yerleşim katmanlarını ortaya çıkardı. Kazılarda bulunan yüzlerce kandil ve iki adet “tabula ansata” (kulplu yazıt taşı), Smyrna’nın Roma döneminde de kutsal bir kimliğe sahip olduğunu gösteriyor.

Günümüzde Smyrna, geniş çaplı turistik ziyaretlere açık bir ören yeri olmasa da, İzmir’in tarihi kimliğini sergileyen bir açık hava müzesi niteliği taşıyor. Antik kentin kalıntıları, modern İzmir ile iç içe geçmiş bir şekilde, geçmişin izlerini günümüze taşımaya devam ediyor.

 

İLGİLİ HABERLER