İzmir’de Son 40 Yılın En Kurak Ayları

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre İzmir, son 40 yılın en kurak dönemlerinden birini yaşıyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre İzmir, son 40 yılın en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Beklenen yağışların Kasım ayında da gerçekleşmemesi nedeniyle, kentin su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranlarında ciddi düşüşler yaşandı. İZSU Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre, İzmir’in en önemli su kaynaklarından biri olan Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı 19 Haziran’da yüzde 27.73 olarak ölçülürken, 19 Kasım itibarıyla bu oran yüzde 12.29’a geriledi. Barajın kullanılabilir su hacmi ise yalnızca 35 milyon 280 bin metreküp olarak kaydedildi.

Gördes Barajı’nda ise durum daha da kritik. Haziran ayında doluluk oranı yüzde 11.19 olan barajda, Kasım ayında bu oran yüzde 1.63’e kadar düştü. Kentin farklı bölgelerindeki diğer barajlar da benzer şekilde alarm veriyor.

Barajlardaki Doluluk Oranları Endişe Verici

Balçova Barajı’ndaki doluluk oranı Haziran ayında yüzde 66.56 iken, Kasım ayına gelindiğinde bu oran yüzde 12.96’ya geriledi. Gördes Barajı’nda ise 6 ay gibi kısa bir sürede doluluk oranı yüzde 11.16’dan yüzde 1.98’e düştü ve barajın kullanılabilir su hacmi yalnızca 7 milyon 74 bin metreküp olarak ölçüldü.

Kentin önemli su kaynaklarından biri olan Ürkmez Barajı da kuraklıktan etkilendi. Haziran ayında yüzde 40.91 doluluk oranına sahip olan baraj, Kasım ayında yüzde 6.62 seviyesine kadar düştü. Çeşme bölgesine su sağlayan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nın doluluk oranı da yüzde 32.79’dan yüzde 7.70’e geriledi.

Kentin kuzey bölgesine su sağlayan Güzelhisar Barajı ise doluluk oranında nispeten daha az bir düşüş yaşadı. Haziran ayında yüzde 80.89 olan doluluk oranı, Kasım ayında yüzde 64.80 olarak kaydedildi. Ancak bu oran da barajın beklenen kapasitesinin oldukça altında.

Yağış Eksikliği ve Tedbir Çağrısı

İzmir’de yaşanan bu ciddi su krizi, meteorolojik kuraklık ve yetersiz yağışlarla doğrudan bağlantılı. Uzmanlar, su tasarrufu konusunun hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

Barajlardaki su seviyelerinin bu denli düşmesi, İzmir’in hem içme suyu ihtiyacını hem de tarımsal sulama faaliyetlerini tehdit ediyor. Uzmanlar, gelecekte daha ciddi sorunlarla karşılaşmamak adına uzun vadeli çözümler ve altyapı çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini belirtiyor.

 

İLGİLİ HABERLER