Kamu Özel İş birliği (KÖİ) modeliyle inşa edilen ve açıldığı günden itibaren tartışmalara konu olan İzmir Şehir Hastanesi, yaşanan sorunlarla gündemde kalmaya devam ediyor. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, hastanede en büyük problemlerin konsültasyon zorluğu, dönemsel randevu sıkıntıları ve ağır iş yükü olduğunu belirtti. Bu sorunların büyük ölçüde planlama hatalarından kaynaklandığını vurgulayan Yüksel, hastaların ve sağlık çalışanlarının büyük mağduriyet yaşadığını ifade etti.
Hastanenin devasa büyüklüğünün hizmet akışını yavaşlattığını belirten Yüksel, "Doktorların birimler arasında konsültasyon yapabilmesi neredeyse imkânsız hale geliyor. Hastalar açısından da durum zor. Şehir Hastanesi’ne gelen bir hasta, ilk muayene olması gereken bölümü bulmakta bile zorlanıyor. Bina içinde yapılan uzun yürüyüşler, muayene sürecini uzatıyor ve sağlık hizmetinin etkinliğini düşürüyor" dedi. Yüksel, hastanenin altyapısının, doktorlar ve hastalar için kolaylaştırıcı olması gerekirken tam tersine sağlık hizmetlerini zorlaştıran bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Randevu Krizi ve Hekim Dağılımındaki Dengesizlik
Şehir Hastanesi’nde dönemsel randevu sıkıntılarının yaşandığını belirten Yüksel, "Özellikle Kardiyoloji, Göz ve Dermatoloji bölümlerinde dönemsel olarak randevu almak imkânsız hale gelebiliyor. Bu da hastaların sağlık hizmetine erişimini büyük ölçüde kısıtlıyor" ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra İzmir’deki diğer devlet hastanelerinde çalışan nitelikli hekimlerin büyük bir kısmının Şehir Hastanesi’ne kaydırılması, kentteki diğer hastaneleri de olumsuz etkiliyor. Yüksel, bu durumun özellikle Bozyaka ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin nitelik kaybına uğramasına yol açtığını ifade ederek, "Bu hastaneler, asistan hekimlerin yetiştiği, eğitim verilen önemli sağlık kurumlarıdır. Ancak eğitim süreçleri artık bölünmüş durumda. Asistan doktorlar, eğitimlerinin bir kısmını Bozyaka’da, bir kısmını Şehir Hastanesi’nde almak zorunda kalıyor. Bu da onların mesleki gelişimini olumsuz etkiliyor" dedi.
