Sürdürülebilir Çevre İçin Yeni Adım: Kurakçıl Peyzaj

Türkiye, küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve su kaynaklarını daha verimli kullanmak adına önemli bir adım attı.

Türkiye, küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve su kaynaklarını daha verimli kullanmak adına önemli bir adım attı. 

Prof. Dr. Doğanay Tolunay’ın da dikkat çektiği üzere, su tüketimi yüksek olan çimler yerine, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin kullanılması gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen “Su Verimliliği Seferberliği” ile “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” hayata geçirildi.

Kurakçıl Peyzajın Önemi

Kurakçıl peyzaj, su tasarrufu sağlamak ve biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla, su ihtiyacı düşük bitkilerin kullanıldığı bir peyzaj yöntemidir. Bu yöntem, özellikle Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye gibi, küresel iklim değişikliğinin etkilerini yoğun olarak hisseden ülkeler için büyük önem taşımaktadır. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı” ile bu konuda detaylı bilgiler sunuldu.

Alternatif Bitkiler ve Tasarruf Potansiyeli

Rehberde, çim yerine kullanılabilecek alternatif bitkiler ve bunların su tasarrufu potansiyelleri üzerinde duruldu. Kamışsı yumak, çayır salkım otu ve Bermuda çimi gibi türler, az su ve bakım ihtiyacıyla öne çıkıyor. Ayrıca, damkoruğu, acı damkoruğu, Japonya ipeği gibi bitkiler de alternatif olarak sunuldu. Bu bitkilerin kullanımı, peyzaj uygulamalarında yüzde 80’e varan su verimliliği sağlayabilir.

Bölgesel Su Tüketimi ve Çözüm Önerileri

Prof. Dr. Doğanay Tolunay, çimlerin estetik kaygılarla tercih edilmesinin yanı sıra, su tüketimi gibi sorunları da beraberinde getirdiğini belirtti. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde çimlerin günlük su tüketimi ortalamanın üzerinde seyrediyor. Bu durum, bölgesel su tüketimini artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Tolunay, çimlerin sürekli biçilmesi ve gübrelenmesi gerektiğini, bunun da ekonomik bir yük olduğunu ifade etti. Bu nedenle, her bölgenin kendi iklim koşullarına uygun alternatif bitkilere yönelmesi gerektiğini vurguladı.